İlgili Makaleler
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenerek Bilecik’in Osmaneli ilçesine getirilen afetzede Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Coğrafya Bölümü doktora öğrencisi Tuğrul Avcı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) desteğiyle başlatılan “Doğada Hayatta Kalma” projesine dahil olarak, zor şartlarda doğada hayatta kalma kursu alıyor.
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesince yürütülen, Doğa Koruma ve Milli Parklar 1. Bölge Müdürlüğü, İstanbul Ticaret Üniversitesi ve Osmaneli Belediyesinin ayni katkı sunduğu “Doğada Hayatta Kalma” eğitimi başlıklı projeye teklif üzerine dahil olan Avcı, Osmaneli Belediyesi Prof. Dr. Yunus Söylet İçmeler Tesisleri’nde, teorik ve uygulamalı eğitimlerine katıldı.
Tuğrul Avcı, AA muhabirine, 6 Şubat’taki depremi ailesiyle yaşadığını, yakınlarını ve arkadaşlarını kaybettiğini ifade ederek, deprem sonrası doğada yaşamanın önemli olduğunun farkına vardığını söyledi.
Şiddetli bir deprem yaşadıklarını, ifadelerle anlatılamayacağını dile getiren Avcı, “6 ay önce artçı depremler oluyordu. ‘Ben geliyorum’ diyordu aslında. Hazırlıksız ve en savunmasız halimizde yakaladı. Şehirler, umutlar ve hayaller enkaz altında kaldı. Sabretmesi zor, anlatması, tarif etmesi çok daha da zor. Kahramanmaraş tarihinde 3 defa deprem yaşamış, Ülke ve toplum olarak, nasıl deprem kuşağındaki ülkeler nasıl yaşamayı öğrendilerse, bizde öğrenmek ve yaşamak zorundayız.” dedi.
Tuğrul Avcı, deprem anında ve sonrasında yaşadıklarını anlatarak, şöyle konuştu:
“Bilim ve insan olarak acziyetimi fark ettim, tamamen çaresizsin. Tamamen Allah’ın sana bıraktığı merhametle baş basasın. Psikolojik olarak bir insanın kaldırabileceği şeyler değil. Arama, kurtarma ekibindeki arkadaşların Allah yardımcısı olsun. Canlı veya yaşamını yitirmiş büyük, küçük kişiyi çıkartmak gerçekten çok zor. Daha önce yaban hayatı eğitimi almıştım, Çadır kurabilmek ya da doğal ortamda hayatta kalabilmek ayrı bir meziyet. Hava soğuk ateş yakman lazım. Deprem bölgesinde ömründe ateş yakmamış insanların çabalarını gördüm. Kesinlikle toplum olarak buna alışmamız, bunu öğrenmemiz lazım.
“Küçüğünden büyüğüne herkes öğrenmesi gerekiyor. Çünkü doğa ile baş başa kalabiliyorsun. Burası çok iyi geldi. Sağlam yapılar görmek, ayakta şehir görmek psikolojik olarak iyi geldi. Burada kendini güvende hissetmek, insanlarla gülebilmek güzel bir duygu. Gayet etkili ve etkinliklerin bol olduğu bir eğitim. Çok eğitici, şuan ilk yardım, doğa, kamp, arazi ve ateş yakma eğitimleri alıyoruz.”
